İbn-i Haldun Kimdir? Bilim dünyasına birçok kavram katan bu bilim insanını gelin birlikte birlikte inceleyelim. İbn-i Haldun 27 Mayıs 1332’ de Tunus’ta doğmuş 19 Mart 1406’da Kahire’de vefat etmiştir. 14. yüzyıl düşünürü, politikacı, tarihçi, modern tarih yazımı, sosyoloji, ekonomi uzmanıdır. Bilimin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Aynı zamanda İslam dünyasında liberal ilkeleri yazılarına dahil eden ilk Müslüman düşünürdür.
İbni Haldun’un Mesleği
Varlıklı aileden geldiği için iyi eğitim almıştır. Tunus, Fas’ta hükümet görevlerinde bulunduktan sonra Granada ile Mısır’da çalıştı. O zamanlar, Kuzey Afrika’daki değişken, merak uyandıran siyasi yaşamı, onu iki yıl hapis cezasına çarptırılmasına sebep oldu. Bedevi kabilesine aşinalığı onu popüler politikacı, danışman yaptı.
Altı kez Mısır’da Maliki’nin kadılığını yaptı. Şam’ı işgal eden Timur’la karşılaşması, fatih ile âlimin ilginç karşılaşması olarak tarihe geçti. Siyasî hayattan çekildiğinde tarihe damgasını vuran yedi ciltlik dünya tarihi Kitâb`l-İber’i ilk kitap olarak gördüğü Mukaddime’yi yazdı.
Siyasi Kişiliğine Yönelik Eleştiriler
Muhammed Abdullah Henin, İbn Haldun’un karmaşık siyasi karakterini kendisi de Mısırlı yargıcı takdir ediyor biyografisinde İbn Haldun’un rahatsız edici bazı özelliklerini anlatmaktan çekinmiyor bize sunuyor.
Mümkün olan her şekilde fırsatları nasıl yakalayacağını biliyordu. Amaç, onun gözünde araçları haklı çıkarmak haklı çıkarmaktı Her zamanki davranışı, aşırı bencilliğine, nankörlüğüne minnettarlığı görmezden gelme adalet veya suçluluk duymadan her fırsatı değerlendirme eğilimine tanıklık ediyor.
Rosenthal, İbn Haldun’un vasıflarını da inkâr etmemekte şöyle demektedir: İbn-i Haldun “tüm zamanların en büyük adamlarından biri ancak kendi Makyavelizminin kurbanı” olduğunu söyler.
Etkilendiği Düşünürler
Birçok yerde Aristo’dan küçümseyici dille bahsetmekte İslam düşünürlerine ise ancak onları yermek için değinmektedir. Farabi’nin “faziletli şehri”nden bahsederken, toplumsal gerçekliğin böyle devlet göstermediğini belirterek açıkça eleştirmiştir.
İbn-i Haldun Eserleri
- Kitab El İber
- Mukaddime
- Lubâb’ul-Muhassal
- İbni Haldun Felsefesi
- Şifâu’s-Sâil li-Tehzîbi’l-Mesâil
- Et-Târif bi ibn Haldun
- Kaside-i Bürde şerhi
- İbn Rüşd felsefesi hakkında risale
- Mantığa dair risale (Kitab el-Mantık)
- Hesap hakkında risale (Kitab el-Hisab)
- Marakeş sultanına yazılan risale
- Şiire dair risale
İbn-i Haldun Sosyal Bilimlere Etkisi
İbn-i haldun kimdir sorusunun kilit noktası tamda burasıdır. İbn Haldun, bilgi edinme yöntemlerini birbirinin yerine geçebilecek yöntemler olarak görmedi. Epistemoloji’de tartışılan bilgi edinme yöntemlerini, mutlaklaştırma indirgemeci tutumlardan kaçınarak, bütünü tamamlayıcı olarak gördü.
Ayrıca bilgi araçlarının sınırlarının ne olduğu değerlerinin ne olduğu sorusuna da değinmiştir. Bilginin değerini doğruluk, uygulanabilirlik, dinsel uygunluk yararlılık ilkesi olarak ortaya koydu. İbn-i Haldun “tarih” ve “sosyoloji” bilimini, bilim dünyasına katan ilk kişidir.
İbni Haldun’a Göre Devletin Çöküş Nedenleri
Devlet çöküşünün beş aşaması İbn Haldun merhalelerin temel özelliklerini şöyle anlatır:
1. Zafer Aşaması, rakiplerinizi yenme üstünlüğü ele geçirme zamanıdır, ancak ulusal organizasyon henüz tamamlanmamıştır. Aile dini bağlar dönemde güçlüdür.
2. Baskı dönemi, hükümdarın yönetimin tüm denetimini eline aldığı, gücü kimseyle paylaşmadığı yöneticinin gücü tekelleştirmeye başladığı dönemdir. Bu, kurumları kuralları ile ulusun oluşmaya başladığı zamandır.
3. ‘Ferağ’ olarak adlandırılan üçüncü dönemde, gücün iyice yerleştiği dönemde, gücün bereketi kullanılmaya başlanır. Bu dönem (Ferag), rahatlık sükunet dönemidir. Öte yandan, devletten ihtişamı, lüksü öğrenmenin de zamanıdır.
Hükümdar, otoritesini kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için lüks ihtişamı kullanır. Hükümdar, otoritesini savunmak için paralı askerlere başvurur. Kısacası dönem dinlenme rahatlama zamanıdır.
4. Müslim (barış) döneminde hüküm süren memnuniyet barışın, önceki hükümdarları örnek alarak, iktidarı sürdürmenin devleti ayakta tutmanın en kesin yolu olduğuna inanılır. Öncekiler tarafından oluşturulan siparişler de kabul edilir.
Bu aşama tatmin, kanaat, kendini sevme kibir ile geçer. arada lüks, konfor kibir âdet yaşam biçimi haline gelir. Hükümdarlar, yakınları durumun sonsuza kadar süreceğine inanır.
5. İsraf zamanlarında, ulusların sonu gelmeye ve ulusal çöküş aşaması başlar… Son aşama ise aşırılık, israf çöküş aşamasıdır. Devlette ölümcül hastalık belirir, çünkü hükümdar ekonomik sosyal olayları kendi kişisel isteklerine göre düzenlemeye çalışır, askeri destekten ayakta tutmak için satın aldığı bürokrasiden yararlanmak için vergileri yükseltmek zorundadır.
İbni Haldun Coğrafya Kaderdir
Coğrafya kaderdir, coğrafi alanın ekonomik koşulların insan refahı üzerindeki etkisini tanımlayan, yaygın olarak kullanılan olumsuz söylemdir. Türkçe’ de yaygın olarak kullanılan, ancak ilk kimin, ne anlamda söylediği bugünkü karşılığı olup olmadığı çok tartışılan sözdür. Çoğunlukla doğrudan veya ikincil olarak atfedilen kelimeyi ilk kez Ahmet Hamdi Tanpınar zikreder. Zayıf tekrarlayan (geçişli) göndermelerle İbn-i Haldun ‘un Mukaddime’ sinde de yer aldığı söylenir.
Nesimi Kimdir? Derisi Neden Yüzüldü, merak ediyorsanız tıklayın
TRT Avaz kanalının İbn-i Haldun – Adriyatik’ten Çin’e Tarih Yazanlar – TRT Avaz videosunu izlemek için tıklayın