Arz-ı mevud kelime anlamı olarak Hz. İbrahim, onun soyundan gelen gelecek olanlara vaadedilmiş toprak, arazi demektir. Kuran-ı Kerim’de Maide suresinin 21-26. ayetlerinde de Allah’ın Hz. Musa (a.s)’ya bağlı olan, Allah’ın birliğine inanan, mümin kulların Hz. Musa’nın şeraitini yaymasından dolayı vermeyi vaat ettiği topraklar anlamına da gelmektedir. Arz-ı mevud terim olarak Kuran-ı Kerim’de geçmezken Maide suresinin 21. Ayetinde ‘Arz-ı Mukaddes’ olarak yani ‘Kutsal Topraklar’ olarak ifade edilir.
Arz-ı Mevud Neresidir?
Arz-ı mevud olarak adlandırılan bölge Hz. İbrahim (as)’ın soyundan gelen peygamberlerin yaşadığı, davalarını sürdürdükleri, vefatlarının ardından defin oldukları, içinde Beytülmakdis’in de bulunduğu Filistin topraklarıdır. Ancak Hz. Musa’nın sözleriyle Allah’ın İsrailoğullarına mukaddes kıldığı belde bildirilmiş ise de bunun neresi olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Arz-ı Mevud Tevrat’ta Nasıl Geçer?
Bahsedilen bölgede zamanında oldukça güçlü bir devletin hüküm sürmesinden dolayı İsrailoğulları buraya yerleşmek istememişlerdir. Bunun üzerine İsrailoğulları’nın buraya gidemeyeceği, ancak bu bölgeye salih kulların mirasçı olacakları Hz. Dâvud’a vahyedilen Zebur’da belirtilmiştir: Hatta Arz-ı mevud’dan “Andolsun ki biz zikir (Tevrat)’dan sonra (Davud’a indirilen) Zebûr’da yazdık ki. “Arz’a (arz-ı Mev’ud ‘a) benim salih kullarım varis olur diye bahsedilir.
Arz-ı Mevud Hangi Peygamberlere Vaat Edilmiştir?
Peygamberlere vaat edilmiş bu topraklar Hz. İbrahim (as), Ke’nan diyarına gidip yerleşmiş, çadırını oraya kurmuş, Tanrı gözünün gördüğü her yeri ona, zürriyetine vereceğini ancak, dört yüz yıl cefa çektikten sonra, dördüncü neslin oraya tekrar dönebileceğini bildirmiştir. Aynı vaat Hz. İshak’a ve oğlu Hz. Yakub’a da yapılmakta ve öncekilere vadedilen yere İsrailoğulları’nı götürmek için Hz. Musa (as) da görevlendirilmektedir. Onlar, Allah’tan başka şeyleri tanrı edinmeleri, “Buzağı”ya tapınmaları, isyankârlıkları yüzünden vadedilen yere gidemeyip, kırk yıl çöllerde kalmakla cezalandırılmışlardır.
Arz-ı Mevud Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahûdiler tarafından kutsal kabul edilmesinden dolayı her üç ümmet de buraları ele geçirme gayreti içine girmiş, bu bölgede tarih boyunca mücadeleler sürmüştür. Aynı vaat Hz. Musa, Hz. Yuşa, Hz. Davut ardından Hz. Süleyman’a da yapılmıştır. Ancak Hz. Süleyman döneminde bu bölgede yapılan Mabed’in Roma işgaliyle yıkılması sonucu Yahudiler çeşitli bölgelere yayılmışlardır. Aynı zamanda Yahudilerin Allah’ın Peygamberlerini öldürüp onun dinine, emirlerine sırt çevirdiklerinden dolayı Allah onların vaat edilmiş bu kutsal topraklara mirasçı olamayacaklarını bildirmiştir. Ancak Yahudiler Arz-ı mevud hayaliyle yaşarken bu hayalin gerçekleşmesi için Mesih’in geleceğine inanarak aktif şekilde çalışmaktadırlar.
Antoloji Nedir? Merak ediyorsanız tıklayın.
Ebubekir Sifil kanalının #DirilişBuluşmaları – Arz-ı Mev’ud – Ebubekir Sifil videosunu izlemek için tıklayın.